10 Şubat 2014 Pazartesi

Her Temas İz Bırakır, Gözü kara bir AnKara polisiyesi

0yorum
Bugüne kadar okuduğum en iyi Türkçe polisiye. Ahmet Ümit'in neden "o polisiye değil" diye burun kıvırdığını da anlamış oldum, meğer haksız yere tırmandığı tahtından inmekten korkuyormuş.

Bu topraklarda polisin nasıl olduğunu, nasıl yaşadığını, ne yaptığını, ne yapmadığını bir anti kahraman ile anlatmayı başarmış yazar.

Çok popüler bir televizyon dizisinin etkisinde kalırım diye okumamıştım, meğer hata etmişim. 


Emrah Serbes'in daha önce Erken Kaybedenler kitabını okumuştum. Kitapta kendini sürekli tekrar eden trük (burada ne olduğunu yazmaya gerek yok), başlangıçta güzeldi ancak her öykünün temelini aynı durum oluşturduğu için bir süre sonra kendini geliştirmeyen bir şeye dönüşüyordu. 

Halbuki Bir AnKara Polisiyesi alt başlıklı Her Temas İz Bırakır kitabı, kelimenin tam anlamı ile polisiye okurunun beklentilerini karşılayan bir kitap. 

Bir kere polisiyenin temel kurallarına uyuyor. Bir cinayet var. Hatta gerçekçilik o kadar yoğun ki, Cinayet masasının her kitapta bir cinayet çözen polislerine inat, kitabın başında işlenen cinayeti, ortasında bir diğeri, ilerleyen sayfalarda bir diğeri izliyor. Üstelik bunların hiç birinin birbiriyle alakası yok. Tek ilişkileri cinayetlerin hepsini çözmek zorunda olan Behzat Ç. 

Polisimizin Türkiyeliliği de her halinden anlaşılıyor. Uyum yasaları ile başı dertte bir devlet memuru. Kaba güç kullanmaktan çekinmiyor, haklı olduğunu düşündüğü anda mücadelesini şiddet kullanarak sürdürüyor. Yetmiyor yaptıkları, bir market müdürünün bile arkası sağlam olabilir korkusu yaşıyan amirleri tarafından engelleniyor. 

Behzat Ç. gerçek bir Ankara polisiyesi üstelik. Yaşadığı şehiri, New York'tan, İngiltere kırsalından, ABD'nin herhangi bir kentinden, Paris'ten farksız bir şekilde okura sindire sindire, tanıta tanıda anlatıyor. Ankara'yı bilen okur gidilen yerlerle özdeşlik kuruyor. Bilmeyen ise tanıyor, öğreniyor.


 

kitaplık cini © 2010

Blogger Templates by Splashy Templates