26 Kasım 2014 Çarşamba

'Esrarengiz Hikayeler'in peşinde Seyfettin Efendi ya da Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri #1

Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri, Devrim Kunter'in yaratıcısı olduğu Seyfettin Efendi serisinin ikinci, Esrarengiz Hikeyeler alt serisinin ise ilk kitabı.

İlk başta biraz karışık gibi gelebilir. Ama Amerikan çizgi roman geleneğine aşina olanlar için hiç de öyle olmayan bir durum bu.

Kitapçı raflarında sırtında "01" yazan iki kitap görünce kafam karşışacak diye düşünmeye de gerek yok... Çünkü Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri ile Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları serileri birbirinden, başarılı bir şekilde ayrıştırılmış cilt tasarımları ile farklılıklarını ortaya koyuyor.

Peki farklılık sadece isim ve biçimde mi? Elbette değil. Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri #1, Devrim Kunter'in yarattığı kahramanımızın 9 yazar ve 13 çizer tarafından anlatılan ve 1911-1935 seneleri arasında geçen 10 farklı hikayesini içeriyor.

Ayrıca "Seyfettin Efendi ve Esrardaşları" sergisi kapsamında yer alan çalışmalar da var kitabın içinde. Farklı çizerlerin bakışından kahramanımızın ve arkadaşlarının nasıl göründüğünü gözlemlemek açısından oldukça ilgi çekici.

Kitabın önsözünü kaleme alan Ege Görgün, Devrim Kunter'in bu kitapta başka yazarların öykülerini çiziyor olmasını "Kendisi de iyi bir hikayeci olmasına rağmen, bu albümde dostlarının yazdığı hikayeleri hiç gocunmadan resimlemiş" diye anlatıyor ve bunun Devrim Kunter'in yeteneğine rağmen egosunun esiri olmadığına işaret ettiğinin altını çiziyor.

Gerçekten de, bu blogda, Seyfettin Efendi'nin ilk kitabı için yazdığım, belki biraz da gereğinden fazla eleştirel tanıtım yazısından sonra tanışmak ve sohbet etmek fırsatını bulduğum, hatta bir de röportaj yaptığım, Devrim Kunter'in başarılı ve ısrarlı bir yazar/çizer/yayıncı olmasına rağmen egosunun esiri olmadığını söylemek çok doğru olacak.

Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri #1, kısa hikayelerden oluştuğu için ilk kitaba göre daha kolay okunuyor. Ama Ab-ı Hayat'tan Drakula'ya, Yedi Uyurlar'dan Arsène Lupin'e Haşhaşiler'den Taksim Atatürk Anıtı'na kadar pek çok popüler malzemenin heyecan dozu yüksek bir şekilde hikaye edilmiş olduğunu unutmamak lazım.

1926 yılında latin harfleri ile yazılan notlar, ya da 1918'de soldan sağa çevrilerek okunan gazeteler gibi küçük ayrıntılardaki sorunları bir kenara bırakıp Devrim Kunter'in çizgi roman dünyası için sergilediği ısrarı ve ortaya koyduğu ürünün dikkat çekiciliğine bakmanın daha doğru olacağını düşünüyorum...

Ben kişisel olarak bir yandan vampirlerle, ölümsüz ruhlarla, karanlık dünyanın bilinmeyen gizemleri ile savaşan ancak buna rağmen  modern bilim ve rasyonaliteden beslenen Seyfettin Efendi'yi sırf bu özelliğinden dolayı çok keyifle okuyorum. Devrim Kunter'in kendisine sorduğum "Bundan sonra öykülerde bilim kurgu mu yoksa fantastik mi daha ağırlıklı olarak yer alacak" sorusuna verdiği yanıt da beni fazlasıyla memnun ediyor.

Şöyle yanıt vermişti Kunter soruma: "Bilim kurgu kısmı ağırlıkta olacak, bilhassa çizgi romanda bu tip dedektiflerin çoğu doğaüstü/fantastik olaylarla uğraşırlar (Martin Mystere, Dylan Dog, Hell Boy vs.). Seyfettin Efendi'yi bu akımdan ayıran noktalardan biri de bu."

Devamını merakla beklediğimiz kitaplar listemizde kendine haklı bir yer edindi Seyfettin Efendi. Hem Esrarengiz Hikayeleri ile hem de  Olağanüstü Maceraları ile...

Küçük bir de not ekleyeyim... Yıllar önce okuduğum Muska ile tanıdığım, sonrasında Ters Ninja'daki öyküleri ile beni derinden etkileyen Sadık Yemni'nin bir Seyfettin Efendi öyküsü yazması da beni çok menun etti. Umarım bu ortak çalışmanın da devamı gelir. 

Kunter'in Seyfettin Efendi için hazırladığı internet sitesinde Seyfettin Efendi'yi daha yakından  tanımak, kitaplardan örnek bölümler görmek ve imzalı Seyfettin Efendi kitapları satın almak da mümkün. Sitenin adresi şöyle:  http://seyfettinefendi.com/

0 yorum:

Yorum Gönder

 

kitaplık cini © 2010

Blogger Templates by Splashy Templates