8 Ocak 2017 Pazar

Kapital Manga #2: Engels Kapitalizmi Anlatıyor

0yorum

Kapital Manga eserinin ikinci cildi Marx’ın meta, değer, ücret ve kriz gibi kavramlarını gerçek örnekler eşliğinde üstelik Engels’e anlatırıyor.


Kapital Manga‘nın ikinci cildi, bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx‘ın opus magnum’u olan Kapital’i ilk cilt gibi öyküleştirmeye devam ediyor. Marx’ın ideolojisindeki temel kavramlarını, bir peynir fabrikasındaki üretim süreçleri etrafında gelişen çarpıcı bir öyküyle iç içe anlatan manga, genellikle “göz korkutan” bir eser olarak görülen metni geniş bir okuyucu kitlesinin rahatlıkla okuyup algılayacağı bir özelliğe kavuşturuyor.

Japonya’da klasikleri manga olarak yayımlayan East Press tarafından basılan ve Ekim 2009’da Türkçeye kazandırılan ilk cildinin ardından ikinci cilt de dünyada ilgi uyandırmış.
Manga’nın ikinci cildi, Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in ikinci ve üçüncü ciltlerini yayına hazırlamış olan yoldaşı Friedrich Engels‘in anlatıcı olarak karşımıza çıktığı bir metin kurgusuna sahip.

Kapital Manga

Engels, meta, para, kullanım ve değişim değeri, değişmeyen ve değişen sermaye, artık değer gibi kavramları örnekler ile açıklayarak sömürünün nasıl gerçekleştiğini, kapitalist üretim sürecinin nasıl kaçınılmaz olarak bunalımlara yol açtığını, ilk ciltteki gibi peynir fabrikasının müdürü olan Robin ve sermayedar Daniel ve işçi sınıfını temsilen Karl’ın yaşadıkları üzerinden çarpıcı ve anlaşılır bir dille özetliyor.

Robin ve Daniel, peynir pazarına hakim olurken, işlerini büyütmenin keyfini yaşamakta,  piyasaya sundukları yeni peynir çeşidi çok tutulup satışlar artarken, artan talebi karşılamak için krediler alıp  fabrikanın kapasitesi artırır ve  makineleri yeniler.  Her şeyin tıkırında giderken, bir anda patlayan ekonomik krizle fabrikalar kapanır, işçiler kendilerini kapı dışanda bulur, bankalar birbiri ardına batar.


Kapital Manga

Yayınevi kitabın tanıtım metninde, “Kapital Manga, zevkli bir okuma vaat ediyor: Hem Kapital’in pasajları içinde gezinirken aylarını tüketmiş olanlar için, hem Kapital’i okuma hayalini hayata geçirememiş okuyucular için… Hem Kapital’in en temel kavramlarıyla tanışmak isteyen gençler için, hem de genç-yaşlı çizgi roman ve manga tutkunları için…” diyerek doğru bir noktanın altını çiziyor. Kitap kolay anlaşılırlığı ile dikkat çekiyor.


Ancak eksileri de var. İlk cildin küçük boyutu ikinci ciltte Yordam Yayınları Manga serisinin devam eden ölçüsü ile değişecek bu yüzden de birinci ve ikinci cilt yan yana geldiğinde birbirine eşit olmayan boylarda çıkıyor karşımıza.

kapital_manga_04

Ayrıca içerik olarak da metafiziğe, idealizme ve hayal dünyasına karşı çıkması beklenen Marksist dünya görüşünün ele alındığı bir metinde Marx’ın hayaletinin bir anda ortaya çıkması, Engels’i dahi korkutması da gereksiz bir ayrıntıya dönüşmüş. Tıpkı Engels’in para’nın ortaya çıkış hikayesini anlatırken Paranın üzerinde resimlerinin yer alması gibi. Bu sembolizme en çok itiraz edecek olan şüphesiz Engels’in kendisi olurdu herhalde.

Herşeye rağmen Marx ve Engels’in ne anlattığını merak edenler için iyi bir başlangıç kitabı Kapital Manga.

Bu yazı ilk kez 13 Şubat 2016'da manganimeTR.com adresinde yayımlanmıştı.

Kapital Manga #1: O Eski Hikaye

0yorum

Kapital Manga’nın birinci cildi Marx’ın tezlerini, işçinin emeğinin nasıl sömürüldüğünü kuramsal değil gerçek hayattan örnekleri ile anlatıyor.


Komünist teorinin kurucusu Karl Marx’ın Das Kapital, Kritik der politischen Ökonomie ismini verdiği ve 1867 yılında ilk kez basılan ‘opus magnum’u Kapital bu kez oldukça farklı bir şekilde okur karşısında. East Press ve Variety Art Works tarafından hazırlanan ve Yordam Kitap tarafından H. Can Erkin çevirisi ile Türkçe baskısı yapılan Kapital Manga’nın birinci cildi, ekonomi biliminin ağır kuramsal içeriği ve 650 ile 770 sayfa arasında değişen kapsamlı metinden farkını hemen belli ediyor aslında.

Küçük boy, 192 sayfalık boyutlarıyla Kapital Manga, bugüne değin üzerine yüzlerce yeni kitap, binlerce makale, yüzbinlerce cümle yazılmış olan bir metni, hem anlaşılır kılıyor hem de okura yeni bir dünyanın kapılarını açıyor.

kapital_manga_02

Japoncası 2008 yılında yayımlanan, Türkçe baskısı ise ertesi yıl gerçekleşen Kapital Manga, Marx’ın ekonomi politik bilimine getirdiği kuramsal ve eleştirel içeriği hikayeleştirerek yeniden kurguluyor.

kapital_manga_03

Hikayenin kahramanları ise, babası ile birlikte peynir üreten ve bunu pazarda kendisi satan Robin, Robin’in platonik aşkı banka sahibinin kızı Anny, Anny aracılığı ile tanıştığı ve kendisine bir fabrika kurmak için sermaye veren Daniel ve hepsinin ötesinde fabrika işçisi Karl.
kapital_manga_01
Robin bir küçük üreticiyken, hırsları ve Daniel’in ona sunduğu fırsatlar ile bir fabrika yöneticisine dönüşürken, Karl ve diğer işçileri sömürerek, onların ürettiği artı değerin üzerine konarak, sömürünün açığa çıkması üzerine ise Daniel’in “zengin olmak istiyorsan sömüreceksin” sözlerinden ilham alarak kaba güce başvurması ile kapitalistleşmesinin anlatıldığı hikaye Marx’ın tezlerinin gerçek hayattaki yansımalarını gözler önüne seriyor.

Robin hikayenin kötü adamı Daniel’den sömürü düzeninin sırlarını öğreniyor. Meta’yı, ücreti, emek ve değerini, artı değeri kısaca bize Marx’ın 150 yıl önce anlattığı kapitalizmin işleyiş biçimini anlatıyor Daniel Robin’e.

Manganın tek sorunu Daniel’in şeytani bir karakter, Robin’in de hırslarına yenik düşmüş bir insan olarak çizilmesi. Halbuki Marx’ın da altını çizdiği gibi kapitalist kötü niyetli ya da kötü bir insan olduğu için değil, kapitalist sistemin çarkları başka türlü dönmeyeceği için sömürür işçileri.

Bu yazı ilk kez 12 Şubat 2016'da manganimeTR.com adresinde yayımlanmıştı.

Gon: Sessiz Sedasız Bir Küçük Dinozor

0yorum

Japonya’nın aksine, Batı’da popülerlik kazanan bir manga olan Gon, “anarko-punk” özelliklerle dolu bir adalet ve şiddet anlayışı taşıyor.

Küçük bir dinozor olan Gon, mangaka Masashi Tanaka‘nın Japonya’dan çok Batı’da bilinen aynı isimli mangasının esas karakteridir.

Paleolitik çağın bir temsilcisi olan dinazorumuz, huysuz ve neşeli bir karakter olmasının yanı sıra çok zayıf ve küçük gözükmektedir. Ancak boyundan beklenmeyecek kadar güçlü ve çeviktir.

Gon (Manga) İthaki Yayınları

SESSİZ BİR DİNAZOR(CUK)

Kahramanımız Gon, ormanda birçok hayvan ile birlikte yaşamaktadır. Manga’nın en belirgin özelliği, onun Japonya dışındaki dünyada popüler olmasını da sağlayan hiç bir konuşma içermemesidir

Mangaka Tanaka eserinin sessizliği ile ilgili olarak düşüncesini şöyle anlatıyor: “Bu çalışma hiçbir diyalog içermiyor. İnsanlar hep bunu neden yaptığımı soruyor bana. Ben başından beri, konuşmanın gerekli olduğunu düşünmüyorum. Manga, gramer olmadan da bir dile sahip olmalıdır. Ayrıca hayvanların insan gibi konuşmalarının da garip olduğunu düşünüyorum. Mangada önemli olanın ifade sanatını geliştirmeye devam etmek olduğuna inanıyorum ve bunu yapmaya çalışıyorum.”

Gon (Manga) İthaki Yayınları

SESSİZ AMA SUSKUN DEĞİL

Gon‘un durumu için Türkçe’de çok güzel bir deyim var aslında: “Ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın?” denilen durum kahramanımızla bire bir uyuyor. Onun sessizliği suskunluğundan değil. Aksine, yırtıcı, işbitirici, hatta hilebaz bir karakter Gon. Güçsüzün yanında, zorbanın karşısında pozisyon almasıyla dinazorumuz, anarko-punk ideolojinin şiddete meyyal yanını temsil ediyor denilebilir. Maceralarında adaleti sağlamaya çalışmak gibi bir rol biçiyor çoğu kez kendine, ancak bu durum onun da etobur bir hayvan olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Gon (Manga) İthaki Yayınları

GON’UN YAYIN MACERASI

1991 yılında Japonya’da Kodansha tarafından yayımlanmaya başlanan manga, 1994 yılında İngiltere’de Mandarin Yayıncılık tarafından, ABD’de de 1996 yılında Paradox Press tarafından yayımlandı ve kısa zamanda popüler oldu.

1998 yılında, Japonya Medya Sanatları Festivalinde Mükemmellik Ödülü alan Gon, Türkçe’de de İthaki Yayınları tarafından 1999 Eylül’ünde büyük boy olarak basılmıştır. Gon’un bizim için en önemli özelliği, Türkiye’de yayımlanan ilk manga olmasıdır.

Bu yazı ilk olarak 19 Ocak 2016'da manganimeTR.com'da yayımlanmıştı.

Indigo Blue: Lezbiyen Bir Yazarın Aşkla İmtihanı

0yorum

indigo_blue_kapak_mangAnime_TR 
“Eşcinsel aşk” mangalarda sık rastlanan bir konu aslında. Üstelik neredeyse bu temanın tek hakim konu olduğu, kızlar ya da erkeklere seslenen gençlik mangaları da Japonya‘da oldukça popüler.

Mangaka Ebine Yamaji’nin Josei türünde sınıflandırılan çalışması Indigo Blue da, lezbiyen bir yazarın biri erkek, diğeri kadın iki aşkı arasındaki savrulmasını, yazarlık bunalımları, cinsellik ve yalanlarla süslediği zarif bir hikaye ile dikkat çekici bir şekilde anlatıyor. Manganın hikayesinin sadeliği kadar, belki de ondan çok daha fazla dikkat çeken yanı ise yalın çizimleri.

Karelemelerdeki rahatlık, kadın ve erkek bedenin yalınlığı, zeminin, gölgelerin ve ışığın çizimdeki etkisi ve arka plandaki şehir çizimindeki incelik, bireysel bir bunalımdan oluşan sakin, hatta durağan hikayeyi çok daha okunur kılıyor.indigo_blue_001_mangAnime_TR

YAZAR NAKAGAWA RUTSU’NUN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ AŞK ÜÇGENİ

Mangaka Yamaji’nin sade ve zarif hikayesini onun affına sığınarak ve ayrıntılarından söz ederek bir parça anlatmaya çalışayım öncelikle:
indigo_blue_010_mangAnime_TR
3 kişi etrafında dönen bir hikaye Indigo Blue.
Çevresindeki pek çok kişiye göre ‘soğuk’, kendine fazlasıyla hakim, 28 yaşında bir Nakagawa Rutsu esas kızımız. Rutsu’nun üniversitede beraber okuduğu ama yıllar sonra yakınlaştığı Ryuuji, Rutsu’nun hem kendisinden bir yaş büyük sevgilisi hem de editörü. Onun çalışmalarını okuyup değerlendirdiği gibi, Rutsu ile evlenip birlikte yaşamak istiyor bu yakışıklı genç. Nerve isimli edebiyat dergisinin editörü olan Yano Tamaki ise hikayenin üçüncü ayağı. Rutsu’nun okuru ve tanıştıktan kısa süre içinde amansız bir aşk ile birbirlerine bağlanacaklar. Yano ve Rutsu’nun inişli çıkışlı aşkı, Rutsu’nun Ryuuji ile ilişkisi ve tüm bunların bir yazarın yaratma sürecindeki sıkıntıları ile birleşimi aslında Indigo Blue.
indigo_blue_008_mangAnime_TR

Rutsu üniversite yıllarında yaşadığı bir aşk ve ilişkiyi hiç kimseye itiraf edemediği için yazmaya başlamış ve ortaya ilk romanı çıkmıştır. Kendisi ile okulda beraber okuyan ancak o dönemde çok da yakın bir ilişkileri olmayan Ryuuji yıllar sonra Rutsu ile yakınlaşacak, ancak pek de güllük gülistanlık olmayan bir ilişkileri olacaktır.
Cinsel olarak birbirilerine zevk vermektedirler ancak Rutsu, Ryuuji’den çok farklıdır. Onun gibi evlenmek, çocuk sahibi olmak istemez. Hayatının kimseye itiraf etmediği başka bir başka boyutu vardır. O boyut Yano Tamaki ile tanışması ile yeniden su yüzüne çıkacaktır.
indigo_blue_002_mangAnime_TR

HAYATINI KAĞIDA DÖKEN BİR YAZAR, YAZMAK İÇİN NELERE KATLANABİLİR?

Tamaki, Rutsu’nun üniversite yıllarındaki gizli aşkını anlattığı öyküsündeki karakterlerin ikisinin de kadın olduğunu, romanda hiç anlatılmasa da ilişkinin bir lezbiyen aşkı olduğunu anlamış ve bunu bir yazar olarak “hayranı” olduğu Rutsu’ya söylemiştir. Bu farkındalık Rutsu’nun sevgilisi Ryuuji ile olan ilişkisini iyice bozacaktır. Rutsu ile Yano arasında lezbiyen bir ilişki başlarken, Rutsu editörü de olan Ryuuji’den ayrılmayarak, birbirinden habersiz iki sevgilisini de “idare” edecektir. Bu durumun sebepleri arasında Rutsu’nun yazmaya çalıştığı roman için Ryuuji’ye editör olarak ihtiyaç duyması da önemli bir yer tutuyor.
indigo_blue_007_mangAnime_TR
Rutsu’nun aşık olduğu kadın ile editörü olan sevgilisi arasında bir tercih yapmaması, iki sevgilisi ile de birbirinden habersiz ilişkisini sürdürmesi, mangayı okuyanlarda “az sonra her şey ortaya çıkıverecek” duygusuyla heyecanı yükseltirken, birbirine geçmiş yalanların, çıkarlar için insanların birbirini kullanmasının, insanın kendisine bile itiraf etmekten kaçındığı gizli duyguların ard arda sıralandığı sayfalar akıp gidiyor.
indigo_blue_005_mangAnime_TR

YALANLAR, CİNSEL GERİLİMLER VE GENÇ KADININ RUH HALİ

Mangaka Yamaji 196 sayfada bir yazarın bireysel bunalımını, cinsel bir gerilimi, ne yapacağını bilememe halini anlattığı kadar; aldatan, faydalanmaya çalışan, sevdiğini söylediği iki insandan birden vazgeçmeyen bir genç kadının ruh halini de çok başarılı bir şekilde tasvir etmiş Indigo Blue’da.
Ebine Yamaji, zaten tüm eserlerinde bu ve benzer konuları işleyen bir mangaka. Indigo Blue dışında, Free soul ve Love My Life gibi çalışmaları ile tanınıyor. Mangaları Feel Young (フィールヤング) Young You (ヤングユ) gibi josei dergilerinde tefrika edilmiş. Fransızca ve İtalyanca’ya çevrilmiş. Resmi İngilizce baskısı olmadığı gibi Türkiye’de de (içerdiği cinsellik yüzünden) kitap olarak basılması hiç de kolay değil. Ancak özellikle fan-sub grupları tarafından çalışmaları Türkçeye çevrilmiş durumda. Kısa bir internet araştırması ile Indigo Blue’nun Türkçe versiyonu da bulabilirsiniz.
indigo_blue_003_mangAnime_TR

BİR TÜR OLARAK JOSEİ MANGA
Gelelim, tür olarak “Josei manga”nın ne olduğuna. Josei, genelde kadınlar tarafından çizilen ve 18 yaş üstü genç ve yetişkin kadın okuyucu kitlesini hedef alan mangalar için kullanılıyor. Kelime Japonca “dişi” anlamına geliyor ve cinselliğe dair bir doğrudan göndermesi yok.
Josei hikayeler genellikle, Japonya’da yaşayan kadınların gündelik yaşamları hakkında. İdealize edilmiş bir romantizm yerine gerçekçi bir aşkı anlatıyorlar. Yetişkinlere yönelik olması da cinselliğin daha rahat kullanılmasını sağlıyor.
indigo_blue_004_mangAnime_TR
SONUÇ OLARAK…
Tekrar etmek gerekirse, Indigo Blue, genç bir kadının biri erkek, diğeri kadın iki kişi arasındaki kaldığı bir aşk hikayesi. Esas karakterimiz olan Nakagawa Rutsu bir yanda hayatının aşkı olan kadını buluyor, diğer yanda kariyeri için vazgeçilmez olduğunu düşündüğü editör sevgilisi ile birlikteliğini sürdürüyor. Bireysel istekleri yüzünden iki kişinin hayatını acımasız ve düşüncesizce mahveden bir genç kadın Rutsu. Ancak bütün iyi hikayelerde olduğu gibi karakterler yaşanan olaylarla beraber gelişiyor, değişiyor, öğrendiklerinden ders çıkartıyor Indigo Blue’da da.
indigo_blue_009_mangAnime_TR
Rutsu manganın sonunda şöyle diyor kendi kendine:
“Hikayemi baştan okuyunca, satırların arasındaki boşlukta süzülürken onlarla karşılaşıyorum. O günkü Tamaki, o günkü Ryuuji ve o günkü kendimle. (…) Bir gün bu hikayenin varlığını unutmak isteyeceğimi, ve bunun için saatlerimi, günlerimi harcayacağımı düşünüyorum.”
indigo_blue_006_mangAnime_TR
Son bir not olarak da Mangaka Ebine Yamaji’nin bu çarpıcı hikayesini okumak için lezbiyen, eşcinsel ya da kadın olmanız gerekmediğini anımsatayım. Bu hikaye üç insanın yaşamından bir kesit ve insana dair bir manga. Yani ilgilenmek, okumak ya da sevmek için sizin de bir insan olmanız yeterli.
Ancak hikayenin temel örgüsünde cinselliğin önemli bir yer tuttuğunu da okumaya karar vermeden önce anımsamanız gerekiyor. Eğer erotizmden veya çıplak bedenlerden korkuyorsanız bu manga size göre değil.

Bu yazı ilk olarak 17 Ocak 2016'da manganimeTR.com sitesinde yayımlanmıştı.

Jan janlı ambalajında bayat bir şekerleme: Hakan Nordik'ten başarısız bir polisiye "TEK"

0yorum
Başarısız bir siyasi polisiye olmuş Hakan Nordik'in kitabı. Bu başarısızlığı yayınevinin yazarın ismini gizlemesi, grubun gazetelerinde onunla yapılan röportajlar vs. bile örtememiş ne yazık ki.

İddiası büyük bir kitap... Adından bile belli. Kitabın içeriğiyle hiç ilişkisi olmamasına rağmen, kolay söylenen, akılda kalan, yani reklamı kolay yapılabilecek bir slogan isim ile piyasaya sürülmüş bir kitap. "SİYASETE, CİNAYETE VE ADALETE bakışınızı değiştirecek “TEK” roman." diye tanıtılıyor arka kapağında mesela.

İçerdiği şeyler ise şöyle anlatılıyor okura:

Siyaset, güç, intikam, vahşet, umut, işkence, aşk, derin devlet, CIA, rüşvetçiler, gerçeği arayanlar, namussuzlar, kurbanlar, tarikatlar, teşkilatlar, acımasız katiller, vahşi cinayetler, medya tetikçileri, azınlıklar, acı çekenler, yalnızlar, itilmişler, unutamayanlar, unutturmayanlar, küçük starlar, satılık gazeteciler, satılık onurlar, kiralık beyinler, orospular, fildişi kulelerdekiler, sokakta yaşayanlar, Kafka adında bir köpek, uluslararası suç örgütleri, tutunamayanlar, kan kokanlar, para kokanlar, aşk kokanlar, yok olanlar, yok edilenler, adalet arayanlar, ezilenler, psikopatlar, intikamcılar, hırsızlar... KISACASI SON YILLARIN DÜNYASI ve TÜRKİYESİ...

Peki vaatlerini yerine getirebiliyor mu?

Yukarıda saydığımız unsurların tamamı kitapta var, evet ama bunlar birleşince iyi bir polisiye ortaya çıkmıyor ne yazık ki. Kısaca yanıt HAYIR!

Son yıllarda bir anda yükselen değer haline gelen İskandinav polisiyelerine yönelik göndermesi ile Hakan Nordik ismi bile ticari bir unsur olarak ayakları yere basmadan havada duruyor.

Hakan Nordik romanını “Dünyanın her köşesinde ezilenler adına başkaldırıp mücadele edenlerin ve Gezi Parkı protestolarında yitirdiğimiz kardeşlerimizin anısına” cümleleri ile ithaf ediyor. İyi de yapıyor ama kitabın ilk sayfalarındaki bu ithaf içeriği ile pek de örtüşmüyor.

Hikayesi ile 90'lardan bir öykü gibi duran TEK, günümüze erişemediği gibi janjanlı ambalajına rağmen bayat bir şekerleme gibi ne yazık ki.

DEDEKTİFİMİZİ İMHA EDEN FİNAL

İşin en keyifsiz yanı Nordik'in kitabını "siyasi polisiye" olarak tanımlamasına rağmen klasik polisiyelerde yapılmaması gereken en temel şeyle final yapması. Kimi okurlar için "sürpriz final" gibi gelen kitabın sonu cinayetleri araştıran esas oğlanın başarılı çıkarımları ile değil, katilin itirafları ile gerçekleşiyor.

Halbuki Amerikalı yazar Willard H. Wright'ın "S.S.Van Dine" takma adıyla yazdığı ve American Magazine’in 106.sayısında 3 Eylül 1928’de yayınlan “Polisiye Romanın 20 Kuralı” makalesinde bu itiraf meselesine de değinilmiştir. Van Dine 5. maddede şöyle diyor:

Suçlu mantıksal yöntemlerle tespit edilmeli, sehven, şans eseri veya kendiliğinden itiraf sonucu ortaya çıkmamalıdır. Bu, okuru içinden çıkılmaz bir labirente sürükleyip, başarısız olunca da aradığı şeyi gömleğinizin cebinden çıkarıvermeye benzer; bunu yapan yazar bir soytarıdan farksızdır.

Denebilir ki, bu ilkelerin üzerinden çok zaman geçti, ne polisiyeler yazıldı... Doğru, ama çözümün itirafla gelmesi dedektifimizi başarısız kılıyor bu gerçeği de unutmamak lazım.

Ayrıca kitabın sonunda herşeyi itiraf eden katilin yapıp ettikleri ile daha önce kendisine ait anlatılanlar arasındaki çelişkiler (annesini hiç yalnız bırakmamış olması mesela...) hiç yokmuş gibi davranılamayacak kadar sıkıntılı bir mesele.
 

kitaplık cini © 2010

Blogger Templates by Splashy Templates